ne istersin - Sağlık
 
sitem
coca colanın gerçek yüzü
bu sitede benim oyun
Her gün bir dua
kitap özeti
ne oyun
Ekonomi
Sağlık
Klavye ve Mause
Komik resimler
anket
Hareketli resimler
Dünya haritasi
Tv izle
Günlük burc
Her gün bir hadis
Kuran-i kerim dinle
Sakın açma
Takvim
top liste
saklı
haber
Link
Komik yazılar
Bilmece
Tvde bugün
yapar gazetesi
galeri
Milli takım
Rafet el roman
Hepsi gurubu
Hava durumu
Aşk testi
Asker şiir video
İsminin anlamı
Hesap makinesi
uydu harita
Aşkını duyur
Kahrolsun PKK
İşte şarkı
Oyun
Satranç
cheat
Ceza
sinema
Rapin krali
Fıkra
Tarihte bu gun
Format indir
Dikkat
açma yanarsın
Güzel sözler
Seni seviyorum 61 dil
MSN avatar
Gözlü avatarlar
Recep İvedik 2 izle
Forum
Raster werks oyna
Gun master oyna
Hell stctik oyna
Digipet oyna
3D oyun oyna
Ferhat GÖÇER cennet dinle
Rafet El ROMAN Sevdim Ama Sonu Yoktu dinle
Aslı GÜNGÖR kalp kalbe karşı
İstanbul Attack
Böyle oyun bulamazsın
Fifaya benzer bişi ama harika
Mause oyunları
Üye Girişi
İnsanlar yaşam enerjilerini devam ettirebilmek için beslenir ve nefes alir. Günümüzde tüketilen gidalar ve solunan hava sağlikli değil. Ayni zamanda hayat ritmini günlük yaşam içinde düzenleyememenin tesiriyle stresin de etkisi altinda kalınıyor.
16/12/2008 - 19:09

İnsanlar yaşam enerjilerini devam ettirebilmek için beslenir ve nefes alir. Günümüzde tüketilen gidalar ve solunan hava sağlikli değil. Ayni zamanda hayat ritmini günlük yaşam içinde düzenleyememenin tesiriyle stresin de etkisi altinda kaliniyor. Bu nedenle vücudun, metabolizma ritmi bozulur. Bu durum insan vücudunu psikolojik ve metabolik toksin içinde birakir. İşte bu gibi nedenlerden dolayi insanlar hastalanmamak veya hastaliklardan korunmak için kendi vücudunu temizlemeye mecburdur.

 

30 yaşindan sonra insan vücudunun temizlenme ihtiyaci daha fazla artmaktadir. Bunun sebebi bu dönemde koruma direncinin zayiflamasi nedeniyle hastalik, rahatsizlik ve diğer olumsuzluklarin oluşma oraninin daha fazla olmasidir. İnsan vücudunu koruma ve tedavi için psikolojik ve metabolik olarak temizlemek gerekir.

 

İnsan vücudunda fizyolojik temizleme siralamasinda ilk olarak kalin bağirsak, karaciğer ve safra kesesi gelmektedir.

 

Kalin Bağirsak

 

Kalin bağirsak insan vücudunda emme, boşaltma, ayirma, mikroflora, isitma, enerji oluşturma, stimüle etme gibi birçok fonksiyona sahiptir. İnsanlarin genel olarak algiladiklari gibi kalin bağirsağin sadece boşaltim fonksiyonu yoktur. Ayni zamanda kalin bağirsak bir gaita deposu değildir. İnsanlar doğru beslenmedikleri için metabolizmalarinin diğer fonksiyonel özelliklerini azaltmakta veya tamamen yok etmektedirler. Bu özellikleri tekrar kazanmak için kalin bağirsaği temizlemeye mecburdurlar. Kalin bağirsak temizlenmeden karaciğer temizliği yapilamaz.

 

 

 

Kalin Bağirsak Stimüle Sistem:

 
 

1-Tiroid Bez
2-Karaciğer,
3-Safra Kesesi,
4-Kalp,
5-Akciğer,

6- Mide,
7-Dalak,
8-Pankreas,
9-Böbrek Üstü Bezi,

10-Böbrek,
11-Cinsel Bezi,
12-Yumurtalik,
13-İdrar Kesesi,
14-Prostat,
15-Cinsel Organlar

 

 

 

Kalin bağirsak kirliliği üzerine oluşan hastaliklar: Boyali alanlar kalin bağirsakta pisliklerin birikim yerlerini, fekal taşlari, balgam ve karazar dokusunu göstermektedir.

 

Karaciğer

 

Karaciğerin, sindirim, kan dolaşimi, metabolizma ve detoksikasyon gibi görevleri vardir. Bütün damarlarda dolaşan kan karaciğerden geçer ve burada kontrol edilir. Sadece kalin bağirsağin alt rectus collum parçasinin kani karaciğerden geçmemektedir. Karaciğer, kalin bağirsak içindeki zehirli maddelerin zararli etkilerini azaltmakta veya tamamen yok etmektedir. Ayni zamanda kan, lenf ve safra hücresi üretildiği; karbonhidrat, protein, yağ, su, mineral, pigment, vitamin ve hormonlarin sentezlerinin son aşamasinin yapildiği organdir. Bu sentezlerin son aşamasinda insan vücudu için zararli olan üre meydana gelmektedir. Oluşan üreyi laktik aside çeviren ve böbreklerden atilmasini sağlayan organ karaciğerdir. Karaciğer insan metabolizmasinin iç dengesini tutmaktadir. Karaciğer oluşturduğu safranin bir bölümünü safra kesesi içinde, diğer bölümünü ise onikiparmak bağirsağindan sindirime vermektedir.

 

Safra Kesesi

 

Safra kesesi karaciğerde üretilen safrayi depo eder. Safra bağirsaklardan sindirime katildiğinda:

 
 

Sindirilmekte olan gidalarin asit seviyesini nötralize eder.

Yağlarin formatini değiştirir ve emilim için hazirlar.

 

Kalin bağirsağin peristaltik hareketini sağlar.

 

Fazla kollestrinin dişari atilmasini sağlar.

 

Karaciğerin safra üretimi, beslenmeye göre değişiklik gösterir. Açlik ve vücut sicakliğinin artmasi üretilen safra miktarini azaltir. Bunun tam tersi şeklinde vücut sicakliği azalinca ya da protein ve yağ bakimindan zengin gidalar alindiğinda safra üretimi yükselir. En fazla yükselmeye yağli yiyecekler neden olur. Bu yüzden safranin üretimi insan metabolizmasi için önemlidir. Ne zaman karaciğer fonksiyonlarinda bozukluk meydana gelirse safra üretimi de bozulur ve vücudun diğer fonksiyonlari da bundan olumsuz yönde etkilenir.

Her insan doğru beslendiğini düşünebilir ama beslenme ne kadar sağlikli olsa da vücutta devamli toksin oluştuğu için bu organlari her sene 1 defa olmak üzere temizlemek gerekir. Bu temizleme belli bir usulle ve siralama ile yapilir. Bu usul ve siralamaya dikkat edilerek yapilan vücut temizliğiyle insan sağliği korunabilir ve sahip olunan bazi hastaliklardan kurtulma söz konusu olur.


Alfabetik sırayla şifalı bitkiler ve yararları

ADAÇAYI:
Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Göğsü yumuşatır. Astım hastaları için yararlıdır.

AHUDUDU:
Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Terletir ve idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Vücuda dinçlik verir.

ANASON:
Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir. Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı arttırır. Öte yandan kusmayı ve ishali keser.

ASMA:
Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. Sarılığı keser. İshali durdurur.

AVOKADO:
Çok kalorili olmasına rağmen içerdiği Glutathion süper bir hücre koruyucusudur, çünkü en iyi antioksidanttır. Antioksidantlar hücrelerin yaşlanmasını yavaşlatırlar ve kanseri önlerler. Tüm meyveler arasında protein bakımından en zengin olanıdır. Bol miktarda E vitamini de içerir. Bu vitamin kalp ve deriyi koruyarak dolaşımı düzene sokar. Ayrıca potasyum ve B6 vitamini de içerir. Kadınlar açısından çok gereklidir.

AYRIKOTU:
İdrar söktürür. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Buralardaki iltihapları da giderir.

AYVA:
İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Çarpıntıyı dindirir.

BADEM:
Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Böbrek, mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.

BAKLA:
İdrar yollarını temizler. Böbrek ağrılarını dindirir. Böbrek iltihaplarını giderir. Böbrek kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı olur.

BAMYA
Halsizliğe karşı bire bir. 100 gram bamya günlük magnezyum (hücrelerin enerji depolamasına yarayan madde) ihtiyacımızın üçte birini ve yüzde 10'dan daha fazla miktarda ise günlük demir (akyuvarların vücut içinde oksijen taşımasını sağlıyor) ihtiyacımızı karşılıyor.

BEZELYE:
Taze ve donmuş olarak kullanılabilen bezelye B1, C vitaminleri, protein, lif ve folik asit içerir. Sinir sisteminde sorunları olanlara tavsiye edilir.

BROKOLİ:
Kansere karşı bizi koruyan ve ömrümüzü uzatan müthiş bir sebze. Çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine birebir. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, vitamin deposudur. Brokoli tutkunlarında ender olarak bağırsak ve akciğer kanseri görülür, kalp dolaşım hastalıklarına da pek fazla rastlanmaz. Kadınlarda göğüs kanserini önler.Göğüs kanserine ve spinabifida hastalığına karşı etkili. Brokoli bol miktarda, göğüs kanseri riskini azaltan 'indole' adlı bir madde içeriyor. İndole, göğüs kanserine neden olan östrojen bozukluklarını engelliyor. Ayrıca brokolinin diğer bir özelliği de, spinabifida hastalığını (doğuştan belkemiğinde son omurun kapanmamış olması) önlemesi.

BUĞDAY:
Lifli gıdalar sağlıklı bir beslenmenin temelidir. Buğdayın dış kabuklarından elde edilen kepek de, genellikle mısır gevreği türü yiyeceklerle tüketilir. Kepekli buğday unundan yapılan kurabiye vb. bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar ve kabızlığı önler. Buğday tanesinin özü olağanüstü besleyicidir. Vücudun özümsediği kalsiyum, demir ve çinko burada depolanır. Besin değeri, potansiyel olarak yulaf ve mısırdan daha yüksek olan buğday, bağırsak ve rektum kanserini önleyici faktörler içerir. Ama, yulaf ve mısıra kıyasla sindirimi biraz daha zordur.

CEVİZ AĞACI:
Yaprakları ve kabuklarıyla hazırlanan ilaçlar kanı temizler, kansızlığı giderir. İshal ve dizanteriyi keser. Verem ve şeker hastalığında hem besleyici, hem de tedavi edicidir. Saç ve elleri boyamakta da kullanılır.

ÇAMFISTIĞI:
Bronşit, verem, akciğer hastalıklarının çabuk iyileşmesine yardımcı olur. Ruhi çöküntüyü giderir. Kalp hastalıklarında da faydalıdır.

ÇEMEN:
Balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir.

ÇİLEK:
Körpe ve bol sulu çilekler sistemi temizliyor. Cilt sorunları olanlar için de iyi bir meyvedir. Böbrek, idrar yolları ve bağırsak sorunları için de birebirdir. Ayrıca diş etlerini güçlendiriyor, dişlerdeki tartarı önlüyor, ağız kokularını ve boğaz ağrılarını gideriyor. Çilekte yüksek oranda C vitamini bulunduğu gibi, yüksek tansiyon ve kolesterolü düşüren maddeler içeriyor. Çilek C vitamini ihtiyacını karşılar. Ayrıca bol miktarda potasyum içerir ve lifli besinler arasında önemli bir yer tutar. Diyabetli hastalar, çileğe şeker ilave etmemek şaartıyla bu meyveyi bol bol yiyebilirler.

ÇÖREKOTU:
İştah açar. Vücuda kuvvet ve dinçlik verir. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını söker. Koklanacak olursa baş ağrısını keser.

DEFNE:
Terletir, ateşi düşürür. Vücuda rahatlık verir. İdrar ve adet söktürür. İştah açar. Sinir ağrılarını dindirir.

DENİZ KADAYIFI:
Solunum ve hazım sistemi nezlelerini giderir. Vücudu besleyici olarak da kullanılır.

DENİZ YOSUNU
Metabolizmanın işleyişini hızlandırıyor. Troid hormonundaki dengesizlikleri engellen maddelir içeren su yosunu, metabolizmayı hızlandırıyor. Ayrıca, B vitamini, kalsiyum ve çinko içeren yosun; deriye, tırnaklara ve saça karşı etkili.

DEVEDİKENİ:
Ateş düşürür. Terletir ve vücuda rahatlık verir.

DOMATES:
Kanserden koruyucu ve yaşlanmayı zihinsel ve bedensel olarak yavaşlatıcı bir sebze. C ve E vitaminleri içerir. Domates zengin bir potasyum kaynağıdır ve çok az miktarda tuz bulunur. Yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olur ve vücudun su tutmasını engeller. Kalp hastalıklarına ve prostat kanserine karşı etkili. 'Beta karotin'e yakın olan likopen içeriyor. Likopen vücudu kalp hastalıklarına karşı koruyan maddeler arasında yer alıyor. Araştırmalar domatesin prostat kanseri riskini azalttığını gösterdi. Haftada en az iki kez domates yiyen erkeklerin, diğerlerine oranla prostat kanserine yakalanma riskleri az

DUT:
Beyaz dut yaprakları idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Aç karnına yenen beyaz dut bağırsak solucanlarını söktürür.

EBEGÜMECİ:
Göğsü yumuşatır. Öksürük keser. Mide bulantısı ve kusmaları önler. Ateşi düşürüp vücuda rahatlık verir. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Dişeti hastalıklarını tedavi eder.

ELMA:
Günde bir elma yemek doktoru evinizden uzak tutar. İki elma yerseniz, kalp ve dolaşım sorunlarına karşı korunmuş olursunuz. Kolesterolü yok eder ve kabızlığı önler. Sindirimi kolaylaştırır. Kokusu rahatlatır ve kan basıncını düşürür. Artrit, romatizma ve gut hastalıklarına karşı da yararlıdır.

ENGİNAR:
Kandaki üre ve kolesterolü düşürür. İdrar söktürür. Kandaki şeker miktarını ayarlar. Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler. Böbrekteki kumların dökülmesine yardımcı olur.
Prostat, meme ve rahim ağzı kanserine karşı iyi gelir.
Enginarın içinde bulunan Silymarin maddesinin, hücrelerin hasar görmesini engellediğine işaret eden araştırmacılar, ayrıca Silymarin maddesinin, prostat, meme ve rahim ağzı kanserini önleme konusunda da etkili olduğunu belirtti. Enginarın içinde, fiber, magnezyum, folate ve C vitamini bulunduğu, bu sebzeyi bol miktarda tüketenlerin, bulundukları yaşın daha altında gösterdikler

FESLEĞEN:
Öksürüğü keser. Baş dönmesini durdurur. Arı sokmasında faydalıdır. Ağız yaralarını tedavi eder. Fesleğen kokusu, sivrisinek ve tahtakurusu gibi haşaratları kaçırır.

FINDIK:
Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Vücuda kuvvet verir. Nekahat devresinin çabuk geçmesini sağlar.

GELİNCİK:
Nefes darlığı, astım ve bronşitte rahatlık verir. Kan tükürme ve kusmayı önler. Yanıkları iyileştirir.

GREYFURT:
C vitamini bakımından çok zengindir. Yarım greyfurt günlük C vitamini ihtiyacının yüzde altmışını sağlar. Kolesterol oranını düşüren pektin maddesi bulunur. Kansere karşı koruyucu özellik taşır. İştah açar.

HATMİ:
Ağız, boğaz ve dişeti iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak iltihaplarını giderir.

HAVUÇ:
Haftada beş kere yendiği takdirde Harvard'ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor. Günde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10 oranında azalttığı görülmüştür. Her gün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor. Havuçtaki Beta-Karotin de gözleri yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Mide ve bağırsak kanamalarını önler, kansızlığı giderir, anne sütünü arttırır, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir, idrar ve bağırsak gazlarını söktürür, ülserdeki şikayetleri giderir.
Kansere karşı etkili olduğu gibi cildin kurumasını da engelliyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Beta karotin (kansere neden olan serbest radikallari durduruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor) içeren havucun en büyük özelliklerinden biri içerdiği bu maddenin cildin kurumasını engelleyen A vitaminine dönüşebilmesi. .

ISIRGAN:
Dıştan tatbik edildiği zaman iç organlarda biriken kanı çeker. Burun kanamalarını keser. Balgam söktürür.

ISPANAK:
Kalp hastalıklarına, felce, yüksek tansiyona, yaşlılığın getirdiği göz hastalıklarına, kansere, hatta psişik rahatsızlıklara karşı da etkili bir sebze. Göz hastalıklarına ve derideki lekelenmelere karşı etkili. Ispanak içerdiği iki kimyasal madde sayesinde görme bozukluklarına karşı etkili. Haftada 6 kez ıspanak yiyenlerin yüzde 86 oranında yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan derideki lekelenmeler gibi bir sorunlarının olmayacağını gösteriyor. Ayrıca yaşla birlikte ortaya çıkan göz hastalıklarına karşı da etkili. Bir porsiyon ıspanak, günlük demir ihtiyacımızın onda birini karşılıyor.

İNCİR:
Bağırsakları yumuşatır. Kabızlığı giderir. Bronşit, öksürük ve boğaz ağrılarında faydalıdır. Enerji verir.

KARANFİL:
Mikropları öldürür. Ağrıları dindirir. Sinirleri uyarır. Hazmı kolaylaştırır. Koku giderir. İştah açar.

KEKİK:
Bedeni kuvvetlendirir. Hazmı kolaylaştırır. Kalp çarpıntısını keser. Bağırsak iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardım eder. Kandaki şeker miktarını azaltır.

KIRMIZI BİBER
Bulaşıcı hastalıklara karşı etkili. Vücudun özellikle bulaşıcı hastalıklara karşı olan direncini artırıyor. Portakaldan daha fazla miktarda C vitamini içeren bu sebze, aynı zamanda içerdiği beta karotin ile bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor.
100 gram kuru kırmızı biberin 318 kalori enerji verdiğini, 148 miligram kalsiyum, 76 miligram C vitamini (taze biberde 340 miligram), 8,1 gram su, 2 bin 14 miligram potasyum, 41 bin 610 IU A vitamini, 12 gram protein, 293 miligram fosfor, 15 miligram B3 vitamini, 17,3 gram yağ, 152 miligram magnezyum, 2 miligram B2 vitamini, 56,6 gram karbonhidrat, 30 miligram sodyum, 1 miligram B1 vitamini, 24,9 gram lif, 8 miligram demir yanında acılık ve renk maddesi gibi organik bileşikler içerdiğini vurguladı.

Beslenmede çok büyük öneme sahip kırmızı biberin, bir o kadar da insan sağlığında aranılan bir materyal olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Tuncer, şöyle devam etti: ''Kırmızı biber mide suyu ve tükürük oluşumunu artırır, sindirimi kolaylaştırır, romatizma, mafsal ve diş ağrılarını azaltır, krampları giderir, kolera ve gut hastalıkları başta olmak üzere bir çok hastalığa iyi gelir. Kanser riskini azaltır ve kanser tedavisinde kullanılır. Terlemeyi artırır, serinlik verir (sıcak iklimlerde kullanılmasının nedenlerinden birisi budur), öksürük ve boğaz ağrılarını gidermede (gargara olarak) kullanılır, sinir hastalıkları için doğal yatıştırıcıdır, vücuttaki aşırı yağ ve kolesterol birikiminin önlenmesini sağlar.
Antibakteriyel etkisi ile hastalıkların önlenmesinde de etkili olan kırmızı biber ülkemizde ağırlıklı olarak Kahramanmaraş, Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere Güney ve Güneydoğu illerinde fazlaca tüketilir. Bu bölgenin kırmızı biberleri acı tiplerdir. Kırmızı biber kuzeyde ise en çok Bursa ve Bilecik'te üretilmektedir. Bu biberler ise genellikle tatlıdır.''

KINAKINA:
Ateş düşürür. Sıtmayı tedavi eder. Tifoda faydalıdır. İştah açar. Cilt kaşıntılarında faydalıdır.

KİRAZ
Aspirin yerine kiraz
Kiraz yemek ağrıların dindirilmesinde aspirinden çok daha etkili oluyor. Michigan eyaletinde yaşayanlar, bu yörede çok yetiştiğinden, bol bol kiraz yiyorlar. Kimileri bu meyvenin gut ve mafsal iltihabından kaynaklanan ağrılara birebir olduğunu ileri sürüyor.
Michigan Eyalet Üniversitesi'nden Muraleedharan Nair kirazda bulunan ve ''antosiyanin'' olarak bilinen kırmızı renkteki kimyasalların bu etkiyi yaratabileceğine dikkat çekiyor.
Nair ve ekibi genelde uygulanana deneylerden yararlanarak söz konusu belişimlerin aspirin ve ibuprofen gibi ağrı kesicilerde bulunan enzimleri içerip içermediğini araştırdı. Ardından kimyasalların serbest radikallerin zararlı etkilerini yok edici özelliklerini inceleyerek bunları vitaminlerle karşılaştırdı. Sonuçta, 20 kirazda 12-25 miligram arasında antosiyanin bulunduğu ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin aspirinden on kat daha fazla olduğu görüldü. Kirazda bulunan antosiyanin maddesinin E ve Ca vitaminlerine benzer antioksidan etkiler yarattığına da tanık olundu. Nair'e göre, günde 20 kiraz yemek bir aspirin almakla özdeş etki yaratıyor. Nair kirazdaki antosiyaninin tablete dönüştürülmesine çalışıyor.

KİVİ:
Bir kivide, bir portakalda olan C vitamininin iki katı vardır. Potasyum bakımından da zengindirler. Sindirimi kolaylaştırır ve kabızlığı önler.

KUŞBURNU:
Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düşürücü ve bağırsak yumuşatıcısıdır. Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı faydalıdır. Romatizma ağrılarını gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuç veriyor.

KUŞKONMAZ
Hazımsızlığa karşı etkili. Antitoksit maddeler içeren bu sebze böbreği toksinlerden arıtıyor ve besinlerin hazmedilmesini kolaylaştırıyor.

LAHANA:
Kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, potasyum içerir. Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkilidir. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Kandaki şeker miktarını düşürür. Sarılık ve safra kesesi hastalıkları için iyidir. Astıma faydalıdır. Bağırsak kanserine karşı etkili. Lahana kanser hücrelerinin üremesini engelleyen kimyasal bir madde (isotiocyanates) içeriyor. ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, haftada bir gün lahana yiyenlerin bağırsak kanseri olma riskleri üçte iki oranında azalıyor.

MAYDANOZ:
Salata ve yemeklerin süsü maydanozun nerdeyse deva olmadığı dert yok gibi.. A ve C vitamini ile demir, kükürt, fosfos ve mangan elementleri deposu olan maydanoz sindirimi kolaylaştırıyor, böbrek taşlarını düşürüyor, görme gücünü ve anne sütünü artırıyor.
Bir demir deposudur. Genellikle taze yenen maydanozda, kalsiyum, potasyum ve A vitamini vardır. Bir tutam maydanoz, günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılar. Böbrekleri çalıştırarak idrar getirir ve taşları düşürüyor , kan şekerini normal seviyede tutar ve kansere karşı da koruyucudur. Yatmadan evvel yenildiğinde sabahları tatlı bir nefesle uyanmamızı sağlar. Anne sütünü artırır. Vücuttaki zehirli maddeleri dışarı atar. Görme gücünü artıyor, kaynatılıp içiildiğinde ve cilde bu suyla pansuman yapıldığında sivilcelere iyi geliyor. Kaynatılan maydanozun suyu gözlere pansuman yapıldığında gözdeki iltihaplanmaları önlüyor ve yanmayı geçiriyor. Kaynatılıp sirke ile saçlar yıkandığında saçların uzaması ve kuvvetlenmesini sağlıyor..

MANTAR
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Özellikle Çinliler'in ilaç niyetine yedikleri bu sebze, bünyeyi hastalıklara karşı koruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

MARUL
Kemik erimesine karşı etkili. Sütten bile daha fazla kalsiyum içeren bu sebze, kemikleri güçlendirmesi açısından bir numara. 100 gramında, küçük bir bardak sütün içinde bulunan kalsiyumdan daha fazlasına sahip. Bu miktar günlük kalsiyum ihtiyacının dörtte birine tekabül ediyor.

MELEKOTU:
Kan dolaşımını düzenler. Terletir. Kurutulmuş melekotu dövülüp başa sürülecek olursa bitleri öldürür. Astım nöbetlerine faydalıdır.

MEYANKÖKÜ:
Grip, nezle, anjin ve nefes darlığına faydalıdır. Öksürük ve balgam söktürür. Yüksek tansiyonu düşürür.

MISIR:
Yüzde 18.3 gibi yüksek oranda lif içeriyor. Mısırın içeriğindeki yüksek karbonhidrat, enerji seviyenizi yükseltir. İçinde protein, kalsiyum, demir, fosfor, A ve B2 vitaminleri bulunur.

MUZ:
Folik asit, potasyum ve B6 vitamini bakımından son derece zengin bir meyvedir. Potasyum krampları önler.

NAR:
Vücudu kuvvetlendirir. İshali keser. Burun poliplerine faydalıdır. Şerit düşürür. Kalbi kuvvetlendirir. Mide, bağırsak hastalığı olanlar, küçük çocuklar ve hamileler fazla kullanmamalıdır.

NOHUT:
Vücudu kuvvetlendirir. Anne sütünü arttırır.

ÖKSEOTU:
Kalbin atışlarını arttırır. Damar kireçlenmelerinde faydalıdır. Sara ve akciğer kanamalarında kullanılır.

PATATES:
Kızarmış yemezseniz kilo aldırmaz. Sindirimi kolaylaştırır, kabızlığı önler. Yorgunluğa karşı birebirdir. Bol miktarda C vitamini ve protein içerir.Halsizliğe karşı etkili. Vücuda enerji veren madde olan karbonhidrat içeren patates, C ve E vitaminleri ve beta karotin açısından en zengini.

PIRASA:
İdrar söktürür. Mide rahatsızlığına iyi gelir. Kabızlığı giderir. Basur memeleri için faydalıdır. Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur.

PORTAKAL:
Antioksidantlar ile dolu bir meyve. Kanseri önleyici olarak bilinen bütün maddeleri içeriyor. Ayrıca bol miktarda C vitamini içeriyor.

SALATALIK:
Salatalığın kendisi ya da suyu cildimizi bir tonik kadar temizler. Salatalık kabızlığı önler, böbrek ve kalp hastalıklarında vücutta biriken suyun atılmasına yardımcıdır.
Kalp hastalıkları ve enfeksiyonlara karşı etkili. Kükürt içeriyor ve bu madde vücudun enfeksiyonlara karşı dayanıklılığını artırdığı gibi, kolestrolü de düşürüyor.

SALEP:
Öksürük ve bronşite faydalıdır. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Zihni çalıştırma gücünü arttırır.

SOĞAN VE SARIMSAK:
Yüksek tansiyon ve kalp hastalığı tehlikesini azaltırlar. Soğan, mide kanserine yakalanma riskini; sarımsak da bağırsak kanserine yakalanma riskini azaltıyor. Sarımsağın mayasında bulunan maddeler hücrelerin zarar görmesini önleyerek, vücudu erken yaşlanmaya karşı koruyor. Antibiyotik ve nefes darlığını gideren bileşimler içeren sarımsak bağışıklık sistemini de kuvvetlendiriyor. Kalbe ve alerjik hastalıklara karşı etkili. Soğan içerdiği kimyasal maddelerle kalbimizi güçlendiriyor ve alerjik reaksiyonları engelliyor. Newcastle'da yapılan araştırmalar, düzenli bir şekilde soğan yiyenlerin damarlarının tıkanma riskinin azaldığını gösteriyor.

SOYA:
Uzun yaşamak isteyen herkes mutlaka soya tüketmelidir. Soya, içerisinde östrojen hormonuna benzer işlev gören ve bu hormonun etkilerini sulandıran bir madde içerir ve buda kadın bünyesi için son derece yararlıdır. Çünkü, hücre yenilenmesini hızlandıran östrojen hormonunun aşırı üretimi, göğüs, rahim ve boyun kanserine yakalanma riskini çok arttırır

TARÇIN:
Ruhi sıkıntıları giderir. Sürmenajda faydalıdır. Kalbi kuvvetlendirir. İştah açar, hazmı kolaylaştırır.

TERE:
İştah açar. Hazmı kolaylaştırır. Bronşları temizler, öksürük söktürür. İdrar söktürür, böbrekleri ve idrar yollarını temizler. Kanser, anemi ve lif hastalıklarına karşı etkili. Tere kanserle savaşan sebzelerin arasında olduğu gibi aynı zamanda en fazla kalsiyum, demir ve folik asit içerenlerin başında geeliyor. Tere gibi yeşil sebzeler yiyen kadınların, life ilişkin hastalıklara yakalanma riskleri daha az.

TON BALIĞI:
Çok yağlı olmasına rağmen Omega-3 adlı önemli bir yağ asiti içerir. Bu madde, yüksek tansiyon, kalp çarpıntısı ve şiddetli migren ağrılarına iyi gelir. Ayrıca cilt kuruluğunu ve egzamayı tedavi eder. Ancak taze olarak yenmelidir. Konserve olarak satılan ton balığı yüksek D vitaminin içermekle birlikte Omega-3 yağ asitinden yoksundur.

TURP:
Böbreklerdeki mikropları öldürür. Kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Karaciğer şişliğini indirir. Sarılıkta faydalıdır. Safra taşlarının düşürülmesine yardımcıdır. Romatizma, siyatik astım ve bronşite faydalıdır.

VİŞNE:
İshali keser. Ateşi düşürür. İdrar söktürür. Vücuda rahatlık verir.
başa dön

YENİBAHAR:
Damar sertliğini önler. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını giderir.

YOĞURT:
Vücudun çeşitli organlarında bulunan bakterilerden bağırsakta barınanları, sindirim sisteminin düzenli çalışması açısından önemlidir. Bu bakteriler, enfeksiyonların ve bulaşıcı bir hastalık geçirirken almak zorunda kaldığımız antibiyotiklerin saldırısına uğrayabilir. Bu da sindirim sistemini harap eder. Yoğurt bu sorunu çözer, azalan bakteri miktarını normal seviyesine getirir ve enfeksiyonları hem önler, hem de onlarla mücadele eder. Bağışıklık sistemini de canlandırır. Kalsiyum oranı sütten fazla olan yoğurdun, protein oranı süte eşittir.

YULAF:
Çocukların hazım güçlüklerini giderir. Bedeni ve ruhi yorgunlukları giderir. Kandaki şeker miktarını azaltır.

YERALMASI:
Şeker hastaları için faydalıdır. Besleyicidir. Vücudun direncini arttırır. Kabızlığı giderir

ZENCEFİL:
İştah açar. Kusmayı önler. Bağırsak bozukluklarını giderir.

ZEYTİN:
Zeytinyağı, safrayı artırır. Karaciğeri çalıştırır. Karaciğer ağrılarını keser. Sarılıkta faydalıdır. Yaprak ve kabukları yüksek tansiyonu düşürür. Kandaki şeker miktarını düşürür. Bağırsak solucanlarının düşürülmes

Ispanak, domates ve pazı cilt yaşlanmasının en etkili ilaçları

Dr. Ece Hattat
Cildim güneşten çok etkileniyor. Cildimi koruyabilmek için tüketmem gereken belli başlı gıdalar var mı? Vitamin işe yarar mı? Yelda Ç./İstanbul

Yaz aylarında cildinin kuru, donuk ve soluk göründüğünden; ince çizgi, kırışıklık ve hatta lekelerle dolu olduğundan yakınanlar artıyor. Son dönemde özellikle kozmo-farmasötik ürünler cilt sorunuyla savaşmakta önem kazandı. Bu ürünler cilt yaşlanmasında büyük rol oynayan güneş, sigara, kimyasallar gibi çevresel zararlıların yarattığı serbest radikallerle savaşmakta ilaç gibi etki gösteriyor. Bu ürünlerin içerdiği alfa lipoik asit, koenzim Q10, likopen, C vitaminin yağda eriyen formu olan askorbil palmitat, üzüm çekirdeği özütleri, nar ekstresi ve yeşil çay özütleri gibi maddeler; cilt yaşlanmasını yavaşlatmakta oldukça etkili. Bu maddeleri içeren ürünlerin, kozmetiklerden daha kalıcı çözümler ürettiği de biliniyor.

LEZZETLENDİREBİLİRSİNİZ
Ancak cildinizi içten beslemediğiniz sürece, bu yöntemler asla yeterli olmayacaktır. Cildinizi içten besleyebilmek için öncelikle su içme alışkanlığı kazanmalısınız. Su içmeyi sevmiyorsanız suyun içine katacağınız salatalık, limon, elma, karpuz dilimleri veya nane, maydanoz gibi sebzelerle suyu lezzetlendirebilirsiniz. Antioksidan içeriği yüksek olan sebze ve meyvelerden de bol bol tüketmelisiniz. Bununla birlikte protein, kompleks karbonhidratlar ve önemli yağ asitlerinden zengin bir beslenme planı oluşturmanız da oldukça faydalıdır.

TAHIL VE SÜT TÜKETİN
Beslenmenize siyah ekmek, kepekli makarna, kepekli pirinç gibi tam tahılları; mercimek, kurufasulye, bezelye gibi bakliyat grubu besinlerini ve yoğurt gibi süt ürünlerini eklemeyi unutmamalısınız. Omega-3 yağ asitlerini içeren balık ve ketentohumu; alfa lipoik asit içeren ıspanak, pazı ve karnabahar; likopen içeren domates, koenzim Q10 içeren baklagiller ve birtakım balıklar ile yeşil çay cilde özellikle yararlıdır. Güneşin cildiniz üzerinde istenmeyen etkiler yaratmasını önlemek için ayrıca; C, E ve B grubu vitaminlerini, çinko, magnezyum ve selenyum gibi mineralleri ve alfa lipoik asit, koenzim Q10, l-karnitin veya likopen gibi antioksidanları içeren besin desteklerini de kullanabilirsiniz.


 

 Çayın yararları nelerdir?

Çayın yararları nelerdir? Uzmanlar çayın pek çok yararı olduğunu söylüyor ve bu yararları şöyle sıralıyor: Kolesterolü düşürür, çinko içeriği ile tadım hücrelerindeki tat alma bozukluklarını önler, susuzluğu giderir. İçerdiği flavonollar ile tansiyonu düşürür ve kan damarlarının bağışıklığını arttırır. Yüzde 2-4 oranında kafein içeriğiyle metabolizmayı ve merkezi sinir sistemini uyarır. Çaydaki teobromin ve teofilin maddeleri idrar sökücü özelliği ile böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar. Çay banyoları, sıcak çay kompres ve pansumanları göz ve ciltteki bazı rahatsızlıkları giderir.


Kan şekerinizi düşürmek için en lezzetli yol!

PROF. DR. MEHMET ÖZ
PROF. DR. MEHMET ÖZ
07.02.2009
Tarçın; yumurtalı ekmeğin üstüne, elmalı turtanın ve yulaf ezmesinin içine çok yakışır. Ve kan şekerinize de iyi gelebilir. Yapılan bir araştırmada, bir aydan biraz daha fazla süre boyunca günde yarım çay kaşığı tarçın alan kişilerin kan şekerleri seviyelerinin daha iyi olduğu görülmüş.

MİKROPLARI ÖLDÜRÜR
Tarçın, muhteşem bir antioksidan ve güçlü bir mikrop öldürücü olarak bilinir. Ayrıca, tam olarak kanıtlanamasa da bu baharatın içindeki bir özün; vücudun glikozu kullanmasına yardımcı olacak insülin reseptörüne dönüştüğü gibi bir sonuç ortaya çıktı. Bu çok iyi bir gelişme çünkü kan akımınızda fazla glikoz olması organlarınızı zorlar ve diyabeti işaret edebilir. Eğer kan şekerinizi yeni ölçtürdüyseniz, biraz tarçın yiyin ve sonra (tabii hemen sonra değil) kan şekeri seviyenizi nasıl etkilediğini görmek için yeni bir ölçüm daha yaptırın. Daha sonra tarçınla birlikte şekersiz bir şeyler yiyin ve iki saat sonra kan şekerinizi ölçtürün. Bunu üç gün üst üste tekrarlayın. Ardından bir üç gün daha, tarçın kullanmadan aynı şeyleri yiyerek ve aynı şeyleri yaparak ölçüm yaptırın. BİZ size, günde yarım çay kaşığı tarçın yemenizi öneririz. Tarçını, şu şekillerde tüketebilirsiniz:

YARIM ÇAY KAŞIĞI...
* Elma ve haşlanmış armut dilimlerinin üstüne serpin.
* Hindistan mutfağının tatlarını elde etmek için yemeklerinize ekleyebilirsiniz.
* Bir tarçın çubuğunu çayınıza, sıcak çikolatanıza veya sıcak soya sütünüze koyun...
* Keklerin ve tam tahıl ekmeğinden yapılmış tostların üzerine bol bol serpin.
* Sabah kahvaltısında yediğiniz yulaf ezmesine ya da meyve suyuna da rahatlıkla ekleyebilirsiniz...
* Masada tuz ve karabiberliğin yanına bir de tarçın kabı koyun ve bunu, tuz gibi yemeklerinize ekleyin... 

Sabah gazetesinten alıntıdır

Bu ağacın kendi de meyvesi de şifa kaynağı
Uyuyamayan ve böbreğinde taş olanlar mutlaka için.
 

YAPAR Gazetesinden alıntıdır
 
 
Uzmanlar kızılcık meyvesinin yaprağı, ağacının kökü, gövdesi ve kabuğuyla adeta bir şifa kaynağı olduğunu, kızılcık meyvesinin yaşam kalitesini yükselttiğini ve uyku problemi yaşayanlara iyi geldiğini vurguladı. Hava karardıktan sonra beyinde salgılanan melatonin adlı hormonun yaşam ritmini arttırdığına dikkat çeken uzmanlar bu hormon eksikliğini yaşayan kişilerin melatonin ilaç takviyesi yapabileceğini kaydetti. İşte uzmanların dilinden kızılcık meyvesinin faydaları:

"Melatonin ilaçlarının bir çoğu kızılcıktan yapılır. Uyku sorunları olan kişiler gece yatmadan önce bir bardak kızılcık suyu içmelidir. Kan pıhtılaşmasını düzenler. Kızılcık kabuğu ateş düşürücü ve güçlü bir ishal kesicidir. Özellikle idrar yolu enfeksiyonu geçiren bayanların bu sorununa yardımcı olur. İdrardaki asit miktarını arttırır, böbrek taşlarının tedavisinde kullanılır. İdrardaki ağır kokuları da giderir."


Her gün yemeniz gereken 9 yiyecek Mehmet Öz'ün çok önemli '9 yiyecek' tavsiyesi... 

Haber Tarihi: 1 Kasım 2008

Dünyaca ünlü Prof. Mehmet Öz'ün çok önemli "9 yiyecek" tavsiyesi: Gerekli besinleri içeren yiyecekler almak istiyorsanız, sebze ve meyveleri rengine göre seçin. Dış tarafı parlak ve koyu renkli olan yiyecekler daha zengin besin içerir. Elma, muz, böğürtlen, brokoli, havuç, turunçgiller, yabanmersini, koyu renkli fasulyeler, incir, şeftali, kırmızı lahana, kırmızı biber, ıspanak, tatlı patates ve domates... Her gün bu sebze ve meyvelerden en az 9'unu tüketmeyi hedefleyin. Bu tarz bir diyet, vücudunuzun kanserle, diyabetle ve erken yaşlanmayla savaşmasına yardım eder. 

Ispanak, domates ve pazı cilt yaşlanmasının en etkili ilaçları

Dr. Ece Hattat
Cildim güneşten çok etkileniyor. Cildimi koruyabilmek için tüketmem gereken belli başlı gıdalar var mı? Vitamin işe yarar mı? Yelda Ç./İstanbul

Yaz aylarında cildinin kuru, donuk ve soluk göründüğünden; ince çizgi, kırışıklık ve hatta lekelerle dolu olduğundan yakınanlar artıyor. Son dönemde özellikle kozmo-farmasötik ürünler cilt sorunuyla savaşmakta önem kazandı. Bu ürünler cilt yaşlanmasında büyük rol oynayan güneş, sigara, kimyasallar gibi çevresel zararlıların yarattığı serbest radikallerle savaşmakta ilaç gibi etki gösteriyor. Bu ürünlerin içerdiği alfa lipoik asit, koenzim Q10, likopen, C vitaminin yağda eriyen formu olan askorbil palmitat, üzüm çekirdeği özütleri, nar ekstresi ve yeşil çay özütleri gibi maddeler; cilt yaşlanmasını yavaşlatmakta oldukça etkili. Bu maddeleri içeren ürünlerin, kozmetiklerden daha kalıcı çözümler ürettiği de biliniyor.

LEZZETLENDİREBİLİRSİNİZ
Ancak cildinizi içten beslemediğiniz sürece, bu yöntemler asla yeterli olmayacaktır. Cildinizi içten besleyebilmek için öncelikle su içme alışkanlığı kazanmalısınız. Su içmeyi sevmiyorsanız suyun içine katacağınız salatalık, limon, elma, karpuz dilimleri veya nane, maydanoz gibi sebzelerle suyu lezzetlendirebilirsiniz. Antioksidan içeriği yüksek olan sebze ve meyvelerden de bol bol tüketmelisiniz. Bununla birlikte protein, kompleks karbonhidratlar ve önemli yağ asitlerinden zengin bir beslenme planı oluşturmanız da oldukça faydalıdır.

TAHIL VE SÜT TÜKETİN
Beslenmenize siyah ekmek, kepekli makarna, kepekli pirinç gibi tam tahılları; mercimek, kurufasulye, bezelye gibi bakliyat grubu besinlerini ve yoğurt gibi süt ürünlerini eklemeyi unutmamalısınız. Omega-3 yağ asitlerini içeren balık ve ketentohumu; alfa lipoik asit içeren ıspanak, pazı ve karnabahar; likopen içeren domates, koenzim Q10 içeren baklagiller ve birtakım balıklar ile yeşil çay cilde özellikle yararlıdır. Güneşin cildiniz üzerinde istenmeyen etkiler yaratmasını önlemek için ayrıca; C, E ve B grubu vitaminlerini, çinko, magnezyum ve selenyum gibi mineralleri ve alfa lipoik asit, koenzim Q10, l-karnitin veya likopen gibi antioksidanları içeren besin desteklerini de kullanabilirsiniz. 

Güneşten besin takviyeli hapla korunun

Kremlerin yeterli olmadığı durumlarda, cildinizi güneşin zararlı etkilerine karşı besin takviyeleriyle koruyabilirsiniz. Tarım Bakanlığı onaylı besin destek ürünleri; içerdikleri vitamin, mineral, Omega 3, antioksidan ve probiyotik çeşitleriyle cildi güneşten koruyor. Vitamin ve mineral tabletlerde bulunan A ve C vitaminleri güneş ışınlarının yaşlandırıcı etkisini engelliyor. E vitamini ise cilt kırışıklıklarını hafifletiyor. Omega 3 cildin gençleşmesini sağlarken, antioksidan tableti cilt yapısının bozulmasını engelliyor. Probiyotik tableti ise cildin doğal savunma gücünü arttırıyor. 

Yüksek kolesterol sağırlığa yol açıyor

İlerleyen yaşla birlikte, insanların işitme duyusu iyice zayıflıyor. Bu durumun nedenleri şu şekilde sıralanıyor: İşitme sinirinin yaşın ilerlemesi ile birlikte işlevselliğini kaybetmesi, beyindeki işitme merkezinin özelliğini ve işlevini yitirmesi, kulağa giden damarların; damar sertleşmesi, hiper tansiyon veya yüksek kolesterol düzeyi gibi nedenlerle özelliklerini yitirip, artık eskisi gibi çalışmaması. Bu sorunları yaşamamak için düzenli olarak doktora gitmek gerekiyor. 

Güneşe çıkarken sıkılan parfüm ciltte leke oluşumuna yol açar

Seda KOYUNCU
11.07.2008
Kadınlar, yazın güzel kokmak için parfüm sıkıyor. Ama uzmanlar güneşe çıkarken sıkılan parfümün ciltte leke yarattığına dikkat çekiyor..
Yaz aylarında parfüm ve kozmetik ürünlerinin kullanımı başınıza hiç ummadığınız sorunlar açabilir. Mersin Üniversitesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Türsen, bu konuda şu uyarılarda bulundu:
* Boyun bölgesine parfüm sürülmesinin hemen ardından güneşe çıkılmamalı. Yoksa cillte kırmızı lekeler oluşabilir. Bu lekeler, kalıcı sorunlara neden olabilir.
* Parfüm sürdükten hemen sonra güneşe çıkılması gerekiyorsa, vücuttaki güneş gören boyun, kol, el üstü ve yüz gibi bölgelere güneş ışınlarına karşı koruyucu etkisi olan kremler sürülmelidir.
* Krem sürülse bile dışarı çıkmak için en az 15 dakika beklenmelidir. Güneş ışınlarına uzun süre maruz kalınması gereken durumlarda, koruyucu kremler 2-3 saatte bir yenilenmelidir.
* Bu tür lekeler genel olarak tedavi ile biraz solabiliyor. Ama engellemek için önlem almak daha önemli. Kortizonlu kremle, kırmızılaşan bölgelerin renklerinin solması sağlanabiliyor.
* Lekeler kalıcı hale gelse bile, onları leke giderici kremler ve lazer ile tedavi etmek mümkün.
* Güneş ışınlarına karşı, koruyucu krem kullanmanın yanı sıra geniş şapkalar ve sık dokunmuş elbiseler giymek de faydalıdır.
* Güneşin etkili olduğu 11.00-15.00 saatleri arasında, dışarı çıkmamaya özen gösterilmelidir. 

Yaz depresyonuna karşı önlem alın!

11.07.2008
Yazın başından beri canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Hep uyuyorum. Kendi mutsuz hissediyorum. Sizce bunun nedeni nedir? Yasemin R./İzmir

Memorial Hastanesi'nden Uzman Klinik Psikolog Ayşe Elif Orhon, yaz aylarında yaşanabilecek yaz depresyonuyla ilgili
bilgi verdi:

* Bu depresyon genellikle 20 yaşın altındaki kişilerde görülür.

* Kadınlarda erkeklere oranla 4 kat daha fazladır.

* Birine yaz depresyonu tanısı konması için her yıl aynı zamanlarda belirtilerin tekrar ediyor olması gerekmektedir.

* Nedenleri kesin olarak bilinmese de, güneş ışığının önemli rol oynadığı söylenmektedir.

* Geçmişte yaşanan travmatik bir olay, her yıl aynı dönemlerde tekrar hatırlanabilir ve mevsimsel depresyon yaşanmasına yol açabilir.

* Stresten mümkün olduğu kadar uzak durulması, bu dönemin rahat atlatılmasına yardımcı olur. Bir uzmandan destek alınması da faydalı olacaktır. 


Sabah'ın sağlık köşesinden alıntıdır.




Kimyasal boyalar mı yoksa doğal boyalar mı tercih edilmeli?

Saç boyalarında zararlı 22 kimyasal var



Kadınların aynaya baktıklarında haklı olarak kendinde bir değişiklik görmek istiyor. Bunun da en popüler yolu saç rengini değiştirmek. Ancak saç rengini değiştirirken kanserojene dikkat edilmeli

Saç rengini değiştirmek, beyazları gizlemek veya sadece bir ışıltı yaratmak için, kimyasal boyaların mı yoksa doğal boyaların mı tercih edilmesi konusunda uzmanlar uyarıyor.
Saç sağlığına zarar vermeden nasıl kullanmak gerektiği konusunda dermatologlar, saçın canlı bir organizma olmadığı için sacı oluşturan "Protein yüzde 83-87, Nem yüzde 3, Tuz, Şeker, Yağ Asidi, Saçın ve cildin ideal pH seviyesi pH 4,5 - 5,5 arası" beş temel elementin önemine dikkat çekiyorlar.
Dermetologla, doğal boyaların saçı kuvvetlendirdiğine dikkat çekerken, en bilinen doğal boyanın kına olduğu ve bunun çivit, papatya gibi diğer doğal boyaların saç sağlığına verebileceği tehlikelerin hiçbirini bulundurmadığını belirterek, sarıdan kırmızıya kadar çeşitli renklerde üretilen dogal boyaların hammadesi de kınanın oluşturduğuna işaret ediyorlar. Dermotologlara göre, ancak kına fazla bir renk seçeneği sunmadığından bazı üreticiler kına ile çivit gibi farklı karışımlar yoluna gidiyor.
Bu nedenle dermatologlar, şu uyarıda bulunuyorlar:
"o Doğal olduğu iddia edilen ürünlerde BDIH (kontrol edilmiş doğal kozmetik) sertifikası aranmalı. Sentetik koku, renk ve konserve edici madde parafin ve diğer petrol kökenli maddeler içermemeli. Ambalajında "organik" yazan her boyanın organik olmadığı, özellikle kimyasal saç boyası kullanmaları kadın-doğum uzmanlarınca önerilmeyen hamile kadınlar bu konuda dikkat etmeli."
Kimyasal boyaların "Direkt, Kalıcı ve Ton Sür" olarak çeşitlendiğini kaydeden dermotologlar, saçın renginin açılmasına, beyaz saçların örtülmesine izin vermeyen direkt boyalardan ve kalıca boyalar olarak bilinen saç teline nüfuz eden oksidasyon boyalardan mümkün olduğunca kaçınmak gerektiğini anlatan dermotologlar, "saç boyaları kanserojen mi" sorusunu şöyle karşılıyorlar:
"oSaç boyası üretiminde kullanılan kimyasallardan 22 tanesi Avrupa ülkelerinde yasaklandı. Amerikalı bir çevre örgütünün incelemesinde birçok saç boyasının "çok zararlı" olduğu görüldü. Bu 22 kimyasal maddeyi içeren boya saça sürüldüğünde zarar veriyor."

SAÇ BOYASINDAKİ ZARARLI 22 MADDE
o 6-Methoxy-2,3-Pyridinediamine
o 2,3-Naphthalenediol
o 2,4-Diaminodiphenylamine
o 2,6-Bis(2-Hydroxyethoxy)-3,5-Pyridinediamine
o 2-Methoxymethyl-p-Aminophenol
o 4,5-Diamino-1-Methylpyrazole
o 4,5-Diamino-1-((4-Chlorophenyl)Methyl)-1H-Pyrazole Sulfate
o 4-Chloro-2-Aminophenol
o 4-Hydroxyindole
o 4-Methoxytoluene-2,5-Diamine
o 5-Amino-4-Fluoro-2-Methylphenol Sulfate
o N,N-Diethyl-m-Aminophenol
o N,N-Dimethyl-2,6-Pyridinediamine
o N-Cyclopentyl-m-Aminophenol
o N-(2-Methoxyethyl)-p-phenylenediamine
o 2,4-Diamino-5-methylphenetol
o 1,7-Naphthalenediol
o 3,4-Diaminobenzoic acid
o 2-Aminomethyl-p-aminophenol
o Solvent Red 1 (CI 12150)
o Acid Orange 24 (CI 20170)
o Acid Red 73 (CI 27290)

SAÇ BOYASI BU HALE GETİRDİ

13 yaşındaki Lois Queen sadece saçını boyamak istemişti.Dünyaca ünlü bir markanın boyasını alan Lois, saçını boyamakla kalmadı, yüzünü mahvetti

Daily Mail gazetesinin haberine göre, Londra'da yaşayan çocuk yaştaki kız, saçlarının rengini değiştirmek istiyordu.
Ancak değişiklik neredeyse hayatına mal oluyordu.
Kutudaki boya talimatlarını bir bir yerine getiren ve saçını boyayan küçük kız, 48 saatlik alerji testini de dikkate alarak işlemi gerçekleştirdi. Üç gün sonra yüzü gözü şişmeye başladı. Durumdan korkan annesi kızını hastaneye götürdü ve doktorlar Lois'e çeşitli alerji testleri uyguladı.
Lois yüzündeki acıyı şöyle tanımlıyor "Önce gözlerim kızardı ve yanmaya başladı. Ardından şişti. Ertesi gün gözlerimi zar zor açabiliyordum. Çok acı vericiydi. Kör olacağımı sandım. Babam bir uzaylıya benzediğimi söyledi"
Sadece güzel görünmek isterken yaratığa dönüştüğünü belirten Lois, bütün bir hafta okula gidememiş, yemek bile yiyememiş. Lois Queen'in annesi kızının bir daha saçını boyamak istemediğini ve gerçekten de çok korktuğunu söylüyor. 

 

Kansere karşı limon sarımsak ve ketçap
İNGİLİZ Men’s Health dergisi, kanser riskini azaltmak için üç gıdanın özelliklerine dikkat çekti

Sarımsak: İçindeki kanserle savaşan enzim allinase, sarımsak doğrandıktan sonra 10 dakika bekletilirse daha etkili oluyor.

Limon: Haftada bir yemek kaşığı limon suyu içmek içindeki D-limonene maddesi sayesinde cilt kanseri riskini yüzde 30 düşürüyor.

Ketçap: Katkısız ketçap, domatesten iki kat fazla kanserle savaşan lycopene maddesi içeriyor


A DAN ZYE ŞİFALİ BİTKİLER
 
ADAÇAYI:
Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Göğsü yumuşatır. Astım hastaları için yararlıdır.

AHUDUDU:
Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Terletir ve idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Vücuda dinçlik verir.

ANASON:
Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir. Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı arttırır. Öte yandan kusmayı ve ishali keser.

ASMA:
Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. Sarılığı keser. İshali durdurur.

AVOKADO: Çok kalorili olmasına rağmen içerdiği Glutathion süper bir hücre koruyucusudur, çünkü en iyi antioksidanttır. Antioksidantlar hücrelerin yaşlanmasını yavaşlatırlar ve kanseri önlerler. Tüm meyveler arasında protein bakımından en zengin olanıdır. Bol miktarda E vitamini de içerir. Bu vitamin kalp ve deriyi koruyarak dolaşımı düzene sokar. Ayrıca potasyum ve B6 vitamini de içerir. Kadınlar açısından çok gereklidir.

AYRIKOTU:
İdrar söktürür. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Buralardaki iltihapları da giderir.

AYVA:
İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Çarpıntıyı dindirir.

BADEM:
Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Böbrek, mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.

BAKLA:
İdrar yollarını temizler. Böbrek ağrılarını dindirir. Böbrek iltihaplarını giderir. Böbrek kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı olur.

BAMYA
Halsizliğe karşı bire bir. 100 gram bamya günlük magnezyum (hücrelerin enerji depolamasına yarayan madde) ihtiyacımızın üçte birini ve yüzde 10'dan daha fazla miktarda ise günlük demir (akyuvarların vücut içinde oksijen taşımasını sağlıyor) ihtiyacımızı karşılıyor.

BEZELYE:
Taze ve donmuş olarak kullanılabilen bezelye B1, C vitaminleri, protein, lif ve folik asit içerir. Sinir sisteminde sorunları olanlara tavsiye edilir.

BROKOLİ:
Kansere karşı bizi koruyan ve ömrümüzü uzatan müthiş bir sebze. Çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine birebir. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, vitamin deposudur. Brokoli tutkunlarında ender olarak bağırsak ve akciğer kanseri görülür, kalp dolaşım hastalıklarına da pek fazla rastlanmaz. Kadınlarda göğüs kanserini önler.Göğüs kanserine ve spinabifida hastalığına karşı etkili. Brokoli bol miktarda, göğüs kanseri riskini azaltan 'indole' adlı bir madde içeriyor. İndole, göğüs kanserine neden olan östrojen bozukluklarını engelliyor. Ayrıca brokolinin diğer bir özelliği de, spinabifida hastalığını (doğuştan belkemiğinde son omurun kapanmamış olması) önlemesi.

BUĞDAY:
Lifli gıdalar sağlıklı bir beslenmenin temelidir. Buğdayın dış kabuklarından elde edilen kepek de, genellikle mısır gevreği türü yiyeceklerle tüketilir. Kepekli buğday unundan yapılan kurabiye vb. bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar ve kabızlığı önler. Buğday tanesinin özü olağanüstü besleyicidir. Vücudun özümsediği kalsiyum, demir ve çinko burada depolanır. Besin değeri, potansiyel olarak yulaf ve mısırdan daha yüksek olan buğday, bağırsak ve rektum kanserini önleyici faktörler içerir. Ama, yulaf ve mısıra kıyasla sindirimi biraz daha zordur.

CEVİZ AĞACI:
Yaprakları ve kabuklarıyla hazırlanan ilaçlar kanı temizler, kansızlığı giderir. İshal ve dizanteriyi keser. Verem ve şeker hastalığında hem besleyici, hem de tedavi edicidir. Saç ve elleri boyamakta da kullanılır.

ÇAMFISTIĞI:
Bronşit, verem, akciğer hastalıklarının çabuk iyileşmesine yardımcı olur. Ruhi çöküntüyü giderir. Kalp hastalıklarında da faydalıdır.

ÇEMEN:
Balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir.

ÇİLEK:
Körpe ve bol sulu çilekler sistemi temizliyor. Cilt sorunları olanlar için de iyi bir meyvedir. Böbrek, idrar yolları ve bağırsak sorunları için de birebirdir. Ayrıca diş etlerini güçlendiriyor, dişlerdeki tartarı önlüyor, ağız kokularını ve boğaz ağrılarını gideriyor. Çilekte yüksek oranda C vitamini bulunduğu gibi, yüksek tansiyon ve kolesterolü düşüren maddeler içeriyor. Çilek C vitamini ihtiyacını karşılar. Ayrıca bol miktarda potasyum içerir ve lifli besinler arasında önemli bir yer tutar. Diyabetli hastalar, çileğe şeker ilave etmemek şaartıyla bu meyveyi bol bol yiyebilirler.

ÇÖREKOTU:
İştah açar. Vücuda kuvvet ve dinçlik verir. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını söker. Koklanacak olursa baş ağrısını keser.

DEFNE:
Terletir, ateşi düşürür. Vücuda rahatlık verir. İdrar ve adet söktürür. İştah açar. Sinir ağrılarını dindirir.

DENİZ KADAYIFI:
Solunum ve hazım sistemi nezlelerini giderir. Vücudu besleyici olarak da kullanılır.

DENİZ YOSUNU
Metabolizmanın işleyişini hızlandırıyor. Troid hormonundaki dengesizlikleri engellen maddelir içeren su yosunu, metabolizmayı hızlandırıyor. Ayrıca, B vitamini, kalsiyum ve çinko içeren yosun; deriye, tırnaklara ve saça karşı etkili.

DEVEDİKENİ:
Ateş düşürür. Terletir ve vücuda rahatlık verir.

DOMATES:
Kanserden koruyucu ve yaşlanmayı zihinsel ve bedensel olarak yavaşlatıcı bir sebze. C ve E vitaminleri içerir. Domates zengin bir potasyum kaynağıdır ve çok az miktarda tuz bulunur. Yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olur ve vücudun su tutmasını engeller. Kalp hastalıklarına ve prostat kanserine karşı etkili. 'Beta karotin'e yakın olan likopen içeriyor. Likopen vücudu kalp hastalıklarına karşı koruyan maddeler arasında yer alıyor. Araştırmalar domatesin prostat kanseri riskini azalttığını gösterdi. Haftada en az iki kez domates yiyen erkeklerin, diğerlerine oranla prostat kanserine yakalanma riskleri az

DUT:
Beyaz dut yaprakları idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Aç karnına yenen beyaz dut bağırsak solucanlarını söktürür.

EBEGÜMECİ:
Göğsü yumuşatır. Öksürük keser. Mide bulantısı ve kusmaları önler. Ateşi düşürüp vücuda rahatlık verir. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Dişeti hastalıklarını tedavi eder.

ELMA:
Günde bir elma yemek doktoru evinizden uzak tutar. İki elma yerseniz, kalp ve dolaşım sorunlarına karşı korunmuş olursunuz. Kolesterolü yok eder ve kabızlığı önler. Sindirimi kolaylaştırır. Kokusu rahatlatır ve kan basıncını düşürür. Artrit, romatizma ve gut hastalıklarına karşı da yararlıdır.

ENGİNAR:
Kandaki üre ve kolesterolü düşürür. İdrar söktürür. Kandaki şeker miktarını ayarlar. Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler. Böbrekteki kumların dökülmesine yardımcı olur.
Prostat, meme ve rahim ağzı kanserine karşı iyi gelir.
Enginarın içinde bulunan Silymarin maddesinin, hücrelerin hasar görmesini engellediğine işaret eden araştırmacılar, ayrıca Silymarin maddesinin, prostat, meme ve rahim ağzı kanserini önleme konusunda da etkili olduğunu belirtti. Enginarın içinde, fiber, magnezyum, folate ve C vitamini bulunduğu, bu sebzeyi bol miktarda tüketenlerin, bulundukları yaşın daha altında gösterdikler

FESLEĞEN:
Öksürüğü keser. Baş dönmesini durdurur. Arı sokmasında faydalıdır. Ağız yaralarını tedavi eder. Fesleğen kokusu, sivrisinek ve tahtakurusu gibi haşaratları kaçırır.

FINDIK:
Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Vücuda kuvvet verir. Nekahat devresinin çabuk geçmesini sağlar.

GELİNCİK:
Nefes darlığı, astım ve bronşitte rahatlık verir. Kan tükürme ve kusmayı önler. Yanıkları iyileştirir.

GREYFURT:
C vitamini bakımından çok zengindir. Yarım greyfurt günlük C vitamini ihtiyacının yüzde altmışını sağlar. Kolesterol oranını düşüren pektin maddesi bulunur. Kansere karşı koruyucu özellik taşır. İştah açar.

HATMİ:
Ağız, boğaz ve dişeti iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak iltihaplarını giderir.

HAVUÇ:
Haftada beş kere yendiği takdirde Harvard'ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor. Günde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10 oranında azalttığı görülmüştür. Her gün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor. Havuçtaki Beta-Karotin de gözleri yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Mide ve bağırsak kanamalarını önler, kansızlığı giderir, anne sütünü arttırır, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir, idrar ve bağırsak gazlarını söktürür, ülserdeki şikayetleri giderir.
Kansere karşı etkili olduğu gibi cildin kurumasını da engelliyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Beta karotin (kansere neden olan serbest radikallari durduruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor) içeren havucun en büyük özelliklerinden biri içerdiği bu maddenin cildin kurumasını engelleyen A vitaminine dönüşebilmesi. .

ISIRGAN:
Dıştan tatbik edildiği zaman iç organlarda biriken kanı çeker. Burun kanamalarını keser. Balgam söktürür.

ISPANAK:
Kalp hastalıklarına, felce, yüksek tansiyona, yaşlılığın getirdiği göz hastalıklarına, kansere, hatta psişik rahatsızlıklara karşı da etkili bir sebze. Göz hastalıklarına ve derideki lekelenmelere karşı etkili. Ispanak içerdiği iki kimyasal madde sayesinde görme bozukluklarına karşı etkili. Haftada 6 kez ıspanak yiyenlerin yüzde 86 oranında yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan derideki lekelenmeler gibi bir sorunlarının olmayacağını gösteriyor. Ayrıca yaşla birlikte ortaya çıkan göz hastalıklarına karşı da etkili. Bir porsiyon ıspanak, günlük demir ihtiyacımızın onda birini karşılıyor.

İNCİR:
Bağırsakları yumuşatır. Kabızlığı giderir. Bronşit, öksürük ve boğaz ağrılarında faydalıdır. Enerji verir.

KARANFİL:
Mikropları öldürür. Ağrıları dindirir. Sinirleri uyarır. Hazmı kolaylaştırır. Koku giderir. İştah açar.

KEKİK:
Bedeni kuvvetlendirir. Hazmı kolaylaştırır. Kalp çarpıntısını keser. Bağırsak iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardım eder. Kandaki şeker miktarını azaltır.

KIRMIZI BİBER
Bulaşıcı hastalıklara karşı etkili. Vücudun özellikle bulaşıcı hastalıklara karşı olan direncini artırıyor. Portakaldan daha fazla miktarda C vitamini içeren bu sebze, aynı zamanda içerdiği beta karotin ile bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor.
100 gram kuru kırmızı biberin 318 kalori enerji verdiğini, 148 miligram kalsiyum, 76 miligram C vitamini (taze biberde 340 miligram), 8,1 gram su, 2 bin 14 miligram potasyum, 41 bin 610 IU A vitamini, 12 gram protein, 293 miligram fosfor, 15 miligram B3 vitamini, 17,3 gram yağ, 152 miligram magnezyum, 2 miligram B2 vitamini, 56,6 gram karbonhidrat, 30 miligram sodyum, 1 miligram B1 vitamini, 24,9 gram lif, 8 miligram demir yanında acılık ve renk maddesi gibi organik bileşikler içerdiğini vurguladı.

Beslenmede çok büyük öneme sahip kırmızı biberin, bir o kadar da insan sağlığında aranılan bir materyal olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Tuncer, şöyle devam etti: ''Kırmızı biber mide suyu ve tükürük oluşumunu artırır, sindirimi kolaylaştırır, romatizma, mafsal ve diş ağrılarını azaltır, krampları giderir, kolera ve gut hastalıkları başta olmak üzere bir çok hastalığa iyi gelir. Kanser riskini azaltır ve kanser tedavisinde kullanılır. Terlemeyi artırır, serinlik verir (sıcak iklimlerde kullanılmasının nedenlerinden birisi budur), öksürük ve boğaz ağrılarını gidermede (gargara olarak) kullanılır, sinir hastalıkları için doğal yatıştırıcıdır, vücuttaki aşırı yağ ve kolesterol birikiminin önlenmesini sağlar.
Antibakteriyel etkisi ile hastalıkların önlenmesinde de etkili olan kırmızı biber ülkemizde ağırlıklı olarak Kahramanmaraş, Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere Güney ve Güneydoğu illerinde fazlaca tüketilir. Bu bölgenin kırmızı biberleri acı tiplerdir. Kırmızı biber kuzeyde ise en çok Bursa ve Bilecik'te üretilmektedir. Bu biberler ise genellikle tatlıdır.''

KINAKINA:
Ateş düşürür. Sıtmayı tedavi eder. Tifoda faydalıdır. İştah açar. Cilt kaşıntılarında faydalıdır.

KİRAZ
Aspirin yerine kiraz
Kiraz yemek ağrıların dindirilmesinde aspirinden çok daha etkili oluyor. Michigan eyaletinde yaşayanlar, bu yörede çok yetiştiğinden, bol bol kiraz yiyorlar. Kimileri bu meyvenin gut ve mafsal iltihabından kaynaklanan ağrılara birebir olduğunu ileri sürüyor.
Michigan Eyalet Üniversitesi'nden Muraleedharan Nair kirazda bulunan ve ''antosiyanin'' olarak bilinen kırmızı renkteki kimyasalların bu etkiyi yaratabileceğine dikkat çekiyor.
Nair ve ekibi genelde uygulanana deneylerden yararlanarak söz konusu belişimlerin aspirin ve ibuprofen gibi ağrı kesicilerde bulunan enzimleri içerip içermediğini araştırdı. Ardından kimyasalların serbest radikallerin zararlı etkilerini yok edici özelliklerini inceleyerek bunları vitaminlerle karşılaştırdı. Sonuçta, 20 kirazda 12-25 miligram arasında antosiyanin bulunduğu ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin aspirinden on kat daha fazla olduğu görüldü. Kirazda bulunan antosiyanin maddesinin E ve Ca vitaminlerine benzer antioksidan etkiler yarattığına da tanık olundu. Nair'e göre, günde 20 kiraz yemek bir aspirin almakla özdeş etki yaratıyor. Nair kirazdaki antosiyaninin tablete dönüştürülmesine çalışıyor.

KİVİ:
Bir kivide, bir portakalda olan C vitamininin iki katı vardır. Potasyum bakımından da zengindirler. Sindirimi kolaylaştırır ve kabızlığı önler.

KUŞBURNU:
Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düşürücü ve bağırsak yumuşatıcısıdır. Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı faydalıdır. Romatizma ağrılarını gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuç veriyor.

KUŞKONMAZ
Hazımsızlığa karşı etkili. Antitoksit maddeler içeren bu sebze böbreği toksinlerden arıtıyor ve besinlerin hazmedilmesini kolaylaştırıyor.

LAHANA:
Kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, potasyum içerir. Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkilidir. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Kandaki şeker miktarını düşürür. Sarılık ve safra kesesi hastalıkları için iyidir. Astıma faydalıdır. Bağırsak kanserine karşı etkili. Lahana kanser hücrelerinin üremesini engelleyen kimyasal bir madde (isotiocyanates) içeriyor. ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, haftada bir gün lahana yiyenlerin bağırsak kanseri olma riskleri üçte iki oranında azalıyor.

MAYDANOZ:
Salata ve yemeklerin süsü maydanozun nerdeyse deva olmadığı dert yok gibi.. A ve C vitamini ile demir, kükürt, fosfos ve mangan elementleri deposu olan maydanoz sindirimi kolaylaştırıyor, böbrek taşlarını düşürüyor, görme gücünü ve anne sütünü artırıyor.
Bir demir deposudur. Genellikle taze yenen maydanozda, kalsiyum, potasyum ve A vitamini vardır. Bir tutam maydanoz, günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılar. Böbrekleri çalıştırarak idrar getirir ve taşları düşürüyor , kan şekerini normal seviyede tutar ve kansere karşı da koruyucudur. Yatmadan evvel yenildiğinde sabahları tatlı bir nefesle uyanmamızı sağlar. Anne sütünü artırır. Vücuttaki zehirli maddeleri dışarı atar. Görme gücünü artıyor, kaynatılıp içiildiğinde ve cilde bu suyla pansuman yapıldığında sivilcelere iyi geliyor. Kaynatılan maydanozun suyu gözlere pansuman yapıldığında gözdeki iltihaplanmaları önlüyor ve yanmayı geçiriyor. Kaynatılıp sirke ile saçlar yıkandığında saçların uzaması ve kuvvetlenmesini sağlıyor..

MANTAR
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Özellikle Çinliler'in ilaç niyetine yedikleri bu sebze, bünyeyi hastalıklara karşı koruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

MARUL
Kemik erimesine karşı etkili. Sütten bile daha fazla kalsiyum içeren bu sebze, kemikleri güçlendirmesi açısından bir numara. 100 gramında, küçük bir bardak sütün içinde bulunan kalsiyumdan daha fazlasına sahip. Bu miktar günlük kalsiyum ihtiyacının dörtte birine tekabül ediyor.

MELEKOTU:
Kan dolaşımını düzenler. Terletir. Kurutulmuş melekotu dövülüp başa sürülecek olursa bitleri öldürür. Astım nöbetlerine faydalıdır.

MEYANKÖKÜ:
Grip, nezle, anjin ve nefes darlığına faydalıdır. Öksürük ve balgam söktürür. Yüksek tansiyonu düşürür.

MISIR:
Yüzde 18.3 gibi yüksek oranda lif içeriyor. Mısırın içeriğindeki yüksek karbonhidrat, enerji seviyenizi yükseltir. İçinde protein, kalsiyum, demir, fosfor, A ve B2 vitaminleri bulunur.

MUZ:
Folik asit, potasyum ve B6 vitamini bakımından son derece zengin bir meyvedir. Potasyum krampları önler.

NAR:
Vücudu kuvvetlendirir. İshali keser. Burun poliplerine faydalıdır. Şerit düşürür. Kalbi kuvvetlendirir. Mide, bağırsak hastalığı olanlar, küçük çocuklar ve hamileler fazla kullanmamalıdır.

NOHUT:
Vücudu kuvvetlendirir. Anne sütünü arttırır.

ÖKSEOTU:
Kalbin atışlarını arttırır. Damar kireçlenmelerinde faydalıdır. Sara ve akciğer kanamalarında kullanılır.

PATATES:
Kızarmış yemezseniz kilo aldırmaz. Sindirimi kolaylaştırır, kabızlığı önler. Yorgunluğa karşı birebirdir. Bol miktarda C vitamini ve protein içerir.Halsizliğe karşı etkili. Vücuda enerji veren madde olan karbonhidrat içeren patates, C ve E vitaminleri ve beta karotin açısından en zengini.

PIRASA:
İdrar söktürür. Mide rahatsızlığına iyi gelir. Kabızlığı giderir. Basur memeleri için faydalıdır. Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur.

PORTAKAL:
Antioksidantlar ile dolu bir meyve. Kanseri önleyici olarak bilinen bütün maddeleri içeriyor. Ayrıca bol miktarda C vitamini içeriyor.

SALATALIK:
Salatalığın kendisi ya da suyu cildimizi bir tonik kadar temizler. Salatalık kabızlığı önler, böbrek ve kalp hastalıklarında vücutta biriken suyun atılmasına yardımcıdır.
Kalp hastalıkları ve enfeksiyonlara karşı etkili. Kükürt içeriyor ve bu madde vücudun enfeksiyonlara karşı dayanıklılığını artırdığı gibi, kolestrolü de düşürüyor.

SALEP:
Öksürük ve bronşite faydalıdır. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Zihni çalıştırma gücünü arttırır.

SOĞAN VE SARIMSAK:
Yüksek tansiyon ve kalp hastalığı tehlikesini azaltırlar. Soğan, mide kanserine yakalanma riskini; sarımsak da bağırsak kanserine yakalanma riskini azaltıyor. Sarımsağın mayasında bulunan maddeler hücrelerin zarar görmesini önleyerek, vücudu erken yaşlanmaya karşı koruyor. Antibiyotik ve nefes darlığını gideren bileşimler içeren sarımsak bağışıklık sistemini de kuvvetlendiriyor. Kalbe ve alerjik hastalıklara karşı etkili. Soğan içerdiği kimyasal maddelerle kalbimizi güçlendiriyor ve alerjik reaksiyonları engelliyor. Newcastle'da yapılan araştırmalar, düzenli bir şekilde soğan yiyenlerin damarlarının tıkanma riskinin azaldığını gösteriyor.

SOYA:
Uzun yaşamak isteyen herkes mutlaka soya tüketmelidir. Soya, içerisinde östrojen hormonuna benzer işlev gören ve bu hormonun etkilerini sulandıran bir madde içerir ve buda kadın bünyesi için son derece yararlıdır. Çünkü, hücre yenilenmesini hızlandıran östrojen hormonunun aşırı üretimi, göğüs, rahim ve boyun kanserine yakalanma riskini çok arttırır

TARÇIN:
Ruhi sıkıntıları giderir. Sürmenajda faydalıdır. Kalbi kuvvetlendirir. İştah açar, hazmı kolaylaştırır.

TERE:
İştah açar. Hazmı kolaylaştırır. Bronşları temizler, öksürük söktürür. İdrar söktürür, böbrekleri ve idrar yollarını temizler. Kanser, anemi ve lif hastalıklarına karşı etkili. Tere kanserle savaşan sebzelerin arasında olduğu gibi aynı zamanda en fazla kalsiyum, demir ve folik asit içerenlerin başında geeliyor. Tere gibi yeşil sebzeler yiyen kadınların, life ilişkin hastalıklara yakalanma riskleri daha az.

TON BALIĞI:
Çok yağlı olmasına rağmen Omega-3 adlı önemli bir yağ asiti içerir. Bu madde, yüksek tansiyon, kalp çarpıntısı ve şiddetli migren ağrılarına iyi gelir. Ayrıca cilt kuruluğunu ve egzamayı tedavi eder. Ancak taze olarak yenmelidir. Konserve olarak satılan ton balığı yüksek D vitaminin içermekle birlikte Omega-3 yağ asitinden yoksundur.

TURP:
Böbreklerdeki mikropları öldürür. Kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Karaciğer şişliğini indirir. Sarılıkta faydalıdır. Safra taşlarının düşürülmesine yardımcıdır. Romatizma, siyatik astım ve bronşite faydalıdır.

VİŞNE:
İshali keser. Ateşi düşürür. İdrar söktürür. Vücuda rahatlık verir.
başa dön

YENİBAHAR:
Damar sertliğini önler. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını giderir.

YOĞURT:
Vücudun çeşitli organlarında bulunan bakterilerden bağırsakta barınanları, sindirim sisteminin düzenli çalışması açısından önemlidir. Bu bakteriler, enfeksiyonların ve bulaşıcı bir hastalık geçirirken almak zorunda kaldığımız antibiyotiklerin saldırısına uğrayabilir. Bu da sindirim sistemini harap eder. Yoğurt bu sorunu çözer, azalan bakteri miktarını normal seviyesine getirir ve enfeksiyonları hem önler, hem de onlarla mücadele eder. Bağışıklık sistemini de canlandırır. Kalsiyum oranı sütten fazla olan yoğurdun, protein oranı süte eşittir.

YULAF:
Çocukların hazım güçlüklerini giderir. Bedeni ve ruhi yorgunlukları giderir. Kandaki şeker miktarını azaltır.

YERALMASI:
Şeker hastaları için faydalıdır. Besleyicidir. Vücudun direncini arttırır. Kabızlığı giderir

ZENCEFİL:
İştah açar. Kusmayı önler. Bağırsak bozukluklarını giderir.

ZEYTİN:
Zeytinyağı, safrayı artırır. Karaciğeri çalıştırır. Karaciğer ağrılarını keser. Sarılıkta faydalıdır. Yaprak ve kabukları yüksek tansiyonu düşürür. Kandaki şeker miktarını düşürür. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur

Bugün 43 ziyaretçi (44 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol